Sorbe Nedir? Nasıl Yapılır?
Ye İç Gez
4/04/2022
Birçok kişinin ilk tadışta dondurmayla karıştırdığı sorbe, sadece meyve püresi ve şekerle yapılan gayet hafif ve serinletici bir yaz tatlısı. Üstelik yapımı dondurmadan çok daha kolay!
Sorbenin geçmişi dondurmadan çok daha eskilere dayanıyor. İlk kez M.Ö. 3000 yılında Çinliler tarafından keşfedilen sorbe, oradan Arap ve Perslere geçmiş, yakın ilişkide bulundukları İtalyanlar tarafından ise bütün Avrupa'ya yayılmış.
Bir başka rivayete göre ise ünlü gezgin Marco Polo, Çin'de öğrendiği sorbeyi Avrupa'ya taşımış. Kral I. Karl'ın aşçısı bu tarifin içine krema ekleyerek onu dondurma haline getirmiş. Bu tatlı aristokratlar ve zenginler arasında çok sevilerek giderek yayılmış. Ancak halk dondurma ve kardeşi sorbeyle ancak 18'inci yüzyılda tanışabilmiş.
Sorbe ya da diğer adıyla sorbetin isminin kökeni, tatlı içki anlamına gelen Türkçe "şerbet", Arapça "şarap"tan geliyor. Aslında her ne kadar geçmişinin Çin'e dayandığı iddia edilse de, sorbenin adını bile duymamış, nasıl yapıldığından habersiz Karadeniz halkı yüzlerce yıldır yaylalarda pekmez ve karı karıştırarak kendi ilkel sorbesini yapıyordu.
Hala daha kar vakti ellerine pekmezi alıp yaylalara çıkar, karın en temiz yeriyle pekmezi bir güzel karıştırıp afiyetle yer Karadenizliler. Belki sahip çıkmamız gereken bir tatlımız daha vardır, kim bilir?
Klasik dondurmadan farklı bir şekilde yumurta ve süt olmadan hazırlanan sorbeler, hemen her çeşit meyveden yapılabiliyor. Ancak en garantili lezzetler karadut, limon, böğürtlen, çilek, karpuz ve kavunla elde ediliyor.
Lezzetlerde çeşitlilik yaratmak için şurup yerine likör, şampanya veya meyve çayı da kullanılabiliyor. İçinde yumurta ve süt olmadığı için dondurmaya göre daha yumuşak ve kristalize olan sorbeler, yemek aralarında damak tadını nötrleştirmek için de tüketiliyor. Sorbeler de tıpkı dondurmalar gibi önceden soğutulmuş kup veya yüksek ayaklı kadehlerde servis ediliyor. Bazen de üzerine fındık, fıstık veya likör gezdiriliyor.
Sorbenin geçmişi dondurmadan çok daha eskilere dayanıyor. İlk kez M.Ö. 3000 yılında Çinliler tarafından keşfedilen sorbe, oradan Arap ve Perslere geçmiş, yakın ilişkide bulundukları İtalyanlar tarafından ise bütün Avrupa'ya yayılmış.
Bir başka rivayete göre ise ünlü gezgin Marco Polo, Çin'de öğrendiği sorbeyi Avrupa'ya taşımış. Kral I. Karl'ın aşçısı bu tarifin içine krema ekleyerek onu dondurma haline getirmiş. Bu tatlı aristokratlar ve zenginler arasında çok sevilerek giderek yayılmış. Ancak halk dondurma ve kardeşi sorbeyle ancak 18'inci yüzyılda tanışabilmiş.
Sorbe ya da diğer adıyla sorbetin isminin kökeni, tatlı içki anlamına gelen Türkçe "şerbet", Arapça "şarap"tan geliyor. Aslında her ne kadar geçmişinin Çin'e dayandığı iddia edilse de, sorbenin adını bile duymamış, nasıl yapıldığından habersiz Karadeniz halkı yüzlerce yıldır yaylalarda pekmez ve karı karıştırarak kendi ilkel sorbesini yapıyordu.
Hala daha kar vakti ellerine pekmezi alıp yaylalara çıkar, karın en temiz yeriyle pekmezi bir güzel karıştırıp afiyetle yer Karadenizliler. Belki sahip çıkmamız gereken bir tatlımız daha vardır, kim bilir?
Klasik dondurmadan farklı bir şekilde yumurta ve süt olmadan hazırlanan sorbeler, hemen her çeşit meyveden yapılabiliyor. Ancak en garantili lezzetler karadut, limon, böğürtlen, çilek, karpuz ve kavunla elde ediliyor.
Lezzetlerde çeşitlilik yaratmak için şurup yerine likör, şampanya veya meyve çayı da kullanılabiliyor. İçinde yumurta ve süt olmadığı için dondurmaya göre daha yumuşak ve kristalize olan sorbeler, yemek aralarında damak tadını nötrleştirmek için de tüketiliyor. Sorbeler de tıpkı dondurmalar gibi önceden soğutulmuş kup veya yüksek ayaklı kadehlerde servis ediliyor. Bazen de üzerine fındık, fıstık veya likör gezdiriliyor.