Pamukkale Hakkında Merak Edilenler


Aile
24/03/2021
Eşsiz görünümü ve şifalı termal sularıyla her daim ilgi odağı olan Pamukkale, eylül aylarında bir başka güzel. Buraya gitmişken Kaklık ve Keloğlan mağaralarını gezmeden, Denizli kebabını yemeden dönmemek gerek.

Günbatımına travertenlerden bakarken doğanın buraya ne kadar cömet davrandığını düşünüyor insan ister istemez. Tarihin başlangıcından beri birçok uygarlıklara ev sahipliği yapan, sularıyla şifa dağıtan Pamukkale; Türkiye'de görülmeye değer yerlerin başında geliyor.

Denizli'ye 20 km uzaklıkta olan Pamukkale, Menderes Nehri Vadisi'nde bulunuyor. UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'nde alınalı 25 yıl olmuş. Zira sadece bir çeşit kimyasal tortu olan travertenleriyle değil, dört bir yanında bulunan antik kentleriyle de adeta bir açıkhava müzesi görünümünde.

Denizli'ye 6 km mesafede, Pamukkale yolunun üzerinde bulunan Laodikeia Antik Kenti ve verimli Lykos (Çürüksu) Ovası'ndaki Hellenistik kent; M.Ö. 3. Yüzyıl'ın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodikeia adına kurulmuş. Yapılan arkeolojik kazılar, burada M.Ö. 5500' den M.S. 7. Yüzyıl'a kadar kesintisiz yerleşim olduğunu kanıtlamış.

17 FARKLI SICAK SU KAYNAĞI

Hierapolis, 10 km uzaklığındaki Laodikya ve uluslararası termal merkezi Karahayıt arasında bulunan Pamukkale'de 35 dereceden 100 derece sıcaklığa kadar tam 17 farklı sıcak su kaynağı bulunması da burayı ayrı bir cazibe noktası yapıyor. Suyundan şifa bulmak isteyenlerden çamur banyolarında gençlik iksirini arayanlara, genç-yaşlı yılda 2,5 milyon turist ziyeret ediyor Pamukkale'yi.

Ancak ne yazık ki, travertenler kartpostallarda görüldüğü gibi her zaman su dolu değil. Termal sular, kirliliği önlemek ve jel halindeki çökeltinin sertleşmesini sağlamak için ara sıra kurutulmak zorunda. Bu nedenle ana traverten alanlarının dışında bir de turistler için 5000 metrekarelik yapay alan yapılmış. Bu alanda istediğiniz saatte ve istediğiniz kadar suya girebiliyor, gönlünüzce eğlenebiliyorsunuz.

KELOĞLAN MAĞARASI EFSANESİ

Elbette Pamukkale'de yapılacak tek aktivite travertenlerde serinlemek veya günbatımını seyretmek değil. Birçok uygarlığın gelip geçtiği Hierapolis, Laodikeia, Colossae, Tripolis ve Heraclia antik kentlerini; travertenlerden oluşan, sarkık ve dikitleriyle büyüleyen Kaklık ve Keloğlan mağaralarını gezmeden dönmemek gerek.

Keloğlan mağarasıyla ilgili ilginç bir efsane var: Buna göre keçilerini otlatırken sağanak yağmurdan kaçan köse çoban Keloğlan, bir mağaraya sığınır ve kaybolur. Köylüler haftalarca köse çobanı arar fakat bulamaz. Bulduklarında ise çobanı tanıyamazlar, çünkü sakalı ve saçları uzamıştır. Bu nedenle mağaranın adı Keloğlan Mağarası olarak kalmıştır. Halen mağarada bir süre kalmanın kelliğe iyi geldiğine inanılır.

NE YENİR, NE ALINIR?

Bayramyeri'ndeki Denizli pidesi ilk akla gelen özel lezzetlerden. Ayrıca arabaşı, börülce çorbası ve şipit de oldukça meşhur. Buldan'ın el dokuması giysileri ve ev tekstil ürünleri o kadar ünlü ki, buradan yurt dışına ihraç ediliyor. Hatta Truva filminin kostümlerinin büyük bir bölümü burada hazırlanmış. Yeşilyuva'nın ise deri ayakkabıları çok beğeniliyor; bunların ünü başta İtalya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ulaşmış. Denizli Cam Fabrikası'nın satış mağazalarından ise sevdiklerinize güleptanlıklar, tasarım vazo ve cam süsler alabilirsiniz.

Tüm yemek tarifleri için tıklayın!